Film, Sovyetler Birliğin zor dönemlerinde, yoklukla ve hastalıklarla mücadele eden halkın arasından iki gencin, aşka ve hayata bakışları gibi ilk bakışta son derece basit bir konuya sahip olmasına karşın, yenilikçi ve şiirsel anlatımıyla başyapıtlar arasında kendine yer buluyor.
Sokurov’un aslında 1979 yılında Sovyet Ulusal Sinema Enstitüsü’nde diploma ödevi olarak çektiği İnsanın Yalnız Sesi, dönemin baskıcı politikiları nedeniyle yayınlanmak için 1987 yılını, yani perestroika sonrasını beklemek zorunda kaldı. Sokurov’un arkadaşı olan Usta yönetmen Tarkovski tarafından da dahice olarak nitelendirilen film, yayınlandığı 1987 yılında Locarno Uluslararası Film Festivali’nde Bronz Leopar Büyük Ödülüne de layık görüldü.